
Benzer Yazılar

Bilmeden yapıyoruz! Ağızdan nefes almak dişleri bitiriyor, küçükken büyütüyor
Byadmin
Diş hekimleri, iyi niyetli alışkanlıkların bile zamanla dişlerinize ve diş etlerinize zarar verebileceğini söylüyor. Çok sert fırçalamaktan dişlerinizi bir araç olarak kullanmaya kadar, bu küçük yanlış adımlar ileride daha büyük sorunlara yol açabiliyor. Diş hekimliği uzmanları farkında olmadan bile yaptığınız ve ağız sağlığınıza zarar verebilecek alışkanlıklar hakkında uyarıyor.

Yaşla birlikte gelen tehlike! Bu 5 sinyal beyninizin yardım çığlığı olabilir
Byadmin
Yaş ilerledikçe artan unutkanlıklar bir süre sonra kişinin yaşamında yol açtığı olumsuz sonuçlarla, hayatın her alanını etkilemeye başlıyor. Uz. Dr. Özden Yener Çakmak, unutkanlığa karşı alınabilecek önlemler hakkında bilgi verdi.

Hastalara ‘aşırı sıcak’ uyarısı
Byadmin
Doç. Dr. Mustafa Doğan, artan hava sıcaklıklarının, kronik hastalığı olan kişilerde hayati tehlikeye sebebiyet verebileceğini belirterek, “Kalp hastalıkları, tansiyon problemi olanlar, solunum yetmezliği olan hastalıklar, aşırı sıcaklarda bu hastalıklar alevlenebilir. Bu insanların özellikle günün belli saatlerinde dışarı çıkmamaları, güneş altında kalmamaları, uzun yürüyüşler yapmamalarını öneririz” dedi.

Bazıları neden yaşlanmaz? Yaşını göstermeyenlerin 6 büyük sırrı
Byadmin
Bazıları sanki zamanı durdurmuş gibi! Ne pahalı kremler kullanıyorlar ne de estetik operasyonlara başvuruyorlar, yine de gençliklerini koruyorlar. Peki, bu nasıl mümkün? Dr. Sefanur Dalarslan Karakaya “genç kalma” halinin sırrı günlük alışkanlıklarda saklı olduğunu belirtti. İşte yaşlanmayı geciktiren ve sağlıklı, genç bir yaşam (longevity) sürdüren insanların 6 temel alışkanlığı.

Kalp krizi değil, ‘Kırık Kalp Sendromu’! Üzüntü, korku, kayıp tetikleyebiliyor!
Byadmin
Stres hormonlarınınkalpkasına olan etkileri neden oluyor!
Kırıkkalpsendromunun, yoğun stres, ani üzüntü veya aşırı duygusal travmalar sonucunda kalbin geçici olarak zayıflamasıyla ortaya çıkan bir durum olduğunu aktaran Uzman Klinik Psikolog Cumali Aydın, “Genellikle sevilen birinin kaybı, iş ile ilgili problemler, ayrılık, büyük korkular veya beklenmedik biçimde gerçekleşen ani olaylar tetikleyici olabilir” dedi. Yapı itibariylekalpkrizine benzer belirtiler gösterse de, ortaya çıkış nedenleri arasında farklar olduğunu vurgulayan Aydın, “Kalpkrizi damar vekalpdamarının durumları ile ilgilidir. Yani doğrudankalpte ortaya çıkan organik problemlerle ilişkili. Kırıkkalpsendromu belirtileriyse stres hormonlarınınkalpkasına olan etkilerden dolayı ortaya çıkar. Göğüs ağrısı, bulantı, baş dönmesi, nefes darlığı, çarpıntı, halsizlik ve sersemlik gibi belirtiler görülebilir. Kırıkkalpsendromu olan kişilerde yapılan testlerde damar tıkanıklığı gibi problemler görülmez. Yoğun strese bağlı olarakkalpte ve vücutta birtakım belirtiler ortaya çıkar” açıklamasını yaptı.
Üzüntü, korku, kayıp veya travmatik olaylar tetikleyebiliyor!
Çoğu hastanın, uygun tedaviyle birkaç hafta içinde tamamen iyileştiğini vekalpte kalıcı bir hasar kalmadığını dile getiren Uzman Klinik Psikolog CumaliAydın, “Ancak bazı durumlarda,kalpkasının toparlanması daha uzun sürebilir ve nadiren de olsakalpyetmezliği gibi komplikasyonlara yol açabilir. Özellikle daha öncekalphastalığı olan veya tekrarlayan ataklar yaşayan kişilerde, kalbin pompalama gücü kalıcı olarak azalabilir” dedi. Bu nedenle, stres yönetimi ve sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemenin, kırıkkalpsendromunun tekrarlamasını önlemek için önemli olduğuna dikkat çeken Aydın, şunları söyledi: “Kırıkkalpsendromu, vücutta aşırı stresin yol açtığı biyolojik değişiklikler nedeniyle gelişir. Ani ve yoğun duygusal stres, vücutta yüksek miktarda, başta adrenalin olmak üzere, stres hormonu salgılar. Bu hormonlar,kalpkasının anormal bir şekilde kasılmasına ve dolayısıylakalpfonksiyonunun bozulmasına yol açabilir. Beyin, kalbe sinyaller göndererek bu stres yanıtını yönetmeye çalışırken,kalpkası geçici olarak zayıflar ve sağlıklı bir şekilde pompalama yapamaz. Özellikle ani üzüntü, korku, büyük bir kayıp veya travmatik bir olay, bu sendromun tetikleyicisi olabilir. Aşk acısı ve yas bu durumun oluşmasında etkili olabilecek tetikleyicilerdendir.”
Duygusal hassasiyet riski artırıyor!
Kişilik özelliklerinin, kırıkkalpsendromunun gelişiminde etkili olabileceğine değinen Uzman Klinik Psikolog CumaliAydın, “Araştırmalar, daha duyarlı, aşırı empatik, stresle başa çıkma mekanizmaları zayıf olan ya da aşırı duygusal kişilerde bu sendromun gelişme riskinin daha yüksek olduğunu gösteriyor” dedi. Duygusal olarak daha hassas bireylerin, stresli olayları daha yoğun hissedebileceğine ve bu durumkalpüzerinde daha büyük bir baskı yaratabileceğine işaret eden Aydın, “Kişilik özelliklerinin yanı sıra, geçmişte yaşanan travmalar, stresle başa çıkma biçimleri ve sosyal destek düzeyi de risk faktörlerini etkileyebilir. Özetle, duygusal hassasiyet ve stresle başa çıkma yeteneği, kırıkkalpsendromu riskini artıran önemli faktörler arasında yer alabilir” şeklinde konuştu.
Stres yönetimi başa çıkmak için önemli bir adım!
Kırıkkalpsendromu yaşayan bir kişinin, öncelikle duygusal ve psikolojik açıdan desteklenmesi gerektiğini dile getiren Uzman Klinik Psikolog CumaliAydın, “Bu kişiler için, duygusal travmanın iyileşmesi kadar, psikolojik destek de önemlidir” dedi. Öncelikle, kişinin yaşadığı duygusal acıyı anlamak ve onlara empati göstermek gerektiğini kaydeden Aydın, sözlerini şöyle tamamladı: “Kişinin stresle başa çıkma becerilerini güçlendirmek, meditasyon, derin nefes almayı öğretmek gibi rahatlama teknikleri sunmak faydalı olabilir. Ayrıca, destek grupları veya terapi seansları gibi profesyonel yardım seçenekleri, kişinin duygusal iyileşme sürecini hızlandırabilir. Kırıkkalpsendromunun tekrarını önlemek için, stres yönetimi ve sağlıklı duygusal ifade yolları hakkında rehberlik yapmak da önemli bir adımdır. Sosyal destek ve sevgi dolu bir çevre, kişinin iyileşme sürecinde büyük bir fark yaratabilir.”