
Benzer Yazılar

Uzmanlar uyarıyor: Vajinal doğum, hem anne hem de bebek sağlığı açısından avantajlı
Byadmin
Vajinal doğum nedir ve kimler için uygundur?
Vajinal doğum, bebeğin annenin doğum kanalından geçerek dünyaya geldiği doğum yöntemidir. Dr. Soysal, bu doğum şeklinin genellikle aşağıdaki durumlarda tercih edildiğini vurguladı:
-Anne ve bebeğin genel sağlık durumunun iyi olması
-Bebeğin doğum pozisyonunun uygun olması
-Annede doğuma engel bir anatomik veya medikal sorun bulunmaması
-Gebelik haftasının tamamlanmış olması
-Önceki doğumun vajinal yolla gerçekleşmiş olması
Eğer bu koşullar sağlanıyorsa, vajinal doğum hem anne hem de bebek için birçok yönden avantaj sağlar.
Anne sağlığı üzerindeki etkileri
Vajinal doğum, annenin hem doğum sonrası iyileşme sürecini hem de uzun vadeli sağlık durumunu olumlu yönde etkileyebilir. Cerrahi müdahale gerektirmediği için, genellikle daha hızlı bir toparlanma sağlar ve anneliğe adaptasyon sürecini kolaylaştırır. Dr. Soysal, kısa vadede vajinal doğumun avantajlarını şu şekilde belirtiyor:
-Daha kısa sürede iyileşme
-Cerrahi komplikasyon riskinin düşük olması
-Emzirmeye daha erken başlanması
-Hareket kabiliyetinin kısa sürede geri kazanılması
Uzun vadede ise:
-Pelvik taban kaslarında zamanla zayıflık gelişebilir
-İlk aylarda cinsel ilişkide ağrı veya isteksizlik görülebilir
-Rahim içi yapışıklık riski daha düşüktür
-Annelik duygusuna adaptasyon süreci daha hızlı gelişebilir
Bebeğe sağladığı avantajlar var
Vajinal doğum sadece anneler için değil, bebekler için de birçok fayda sağlıyor. Op. Dr. Sema Soysal bu faydaları aşağıdaki şekilde sıralıyor:
-Doğum kanalından geçerken akciğerlerdeki sıvılar atılır, bu da solunum problemlerinin riskini azaltır.
-Doğum sırasında bebeğin doğum kanalındaki faydalı bakterilerle teması bağışıklık sistemini güçlendirir.
-Anneyle erken ten teması ve emzirmeye daha çabuk başlanması, bebekte bağlanma duygusunu geliştirir.
Vajinal doğumla dünyaya gelen bebekler, doğum kanalındaki yararlı mikroorganizmalarla temas ettikleri için, sezaryene göre daha güçlü bir bağışıklık sistemine sahip olabilirler. Ayrıca doğumdan hemen sonra emzirmeye başlanması, bu bağışıklık desteğini artırır. Sezaryen oranlarındaki artışın ardında sadece tıbbi nedenler yok. Anne adaylarının ağrı korkusu, doğumu planlama isteği, bazı sağlık çalışanlarının olası komplikasyonlara karşı sorumluluktan kaçınma eğilimi gibi sosyal etkenler de bu durumu etkiliyor. Ayrıca ileri yaş gebelikler, çoğul gebelikler ve daha önce geçirilmiş sezaryen öyküsü de tıbbi nedenlerle sezaryeni zorunlu kılabiliyor.
Psikolojik katkıları bulunuyor
Vajinal doğum yapan annelerde, doğum sürecini tamamlamış olmanın verdiği başarma hissi sayesinde özgüven artışı yaşanabiliyor. Doğal olarak salgılanan oksitosin hormonu annenin gevşemesine ve bebekle sağlıklı bağ kurmasına katkı sağlıyor. Bu da annenin doğum sonrası döneme daha hızlı adapte olmasına yardımcı oluyor. Op. Dr. Sema Soysal’a göre, ağrı korkusu kadınları vajinal doğumdan uzaklaştıran en temel psikolojik engellerden biri. Bu korku, kaygı düzeyini artırarak doğum sürecinde panik yaratabiliyor ve doğumun doğal ilerleyişini sekteye uğratabiliyor. Doğru eğitim ve psikolojik destekle bu korkunun üstesinden gelmek mümkün. Dr. Soysal cerrahi müdahale gerektirmeyen bu doğum yönteminde iyileşme süreci çok daha hızlı olduğunu söylüyor. Vajinal doğumun avantajlarını ise şu şekilde belirtiyor:
-Hastanede kalış süresi daha kısadır
-Hareket kabiliyeti daha çabuk geri gelir
-Bağırsak ve mesane fonksiyonları kısa sürede normale döner
-Günlük yaşama dönüş süreci sezaryene göre daha rahattır
Vajinal doğuma hazırlık süreci nasıl olmalı?
Anne adayları doğuma pelvik taban egzersizleri (Kegel), çömelme egzersizleri, yürüyüş ve yoga ile hazırlanabilir. Ayrıca nefes ve gevşeme teknikleri, doğumun daha rahat geçmesini sağlar. Doğuma hazırlık kursları, eşli doğum planlaması ve profesyonel destek de oldukça önemlidir. Op. Dr. Sema Soysal, doğum korkusunun azaltılması ve vajinal doğumun teşviki için toplumsal düzeyde bilinçlendirme çalışmaları yapılması şart olduğunun altını çiziyor. Eğitim seminerleri, doğuma hazırlık kursları ve medya desteği ile doğal doğuma olan güven artırılabilir. Dr. Soysal, “Vajinal doğum vücudu bozar” düşüncesi bilimsel dayanağı olmayan bir inanış olduğunu belirtiyor. Sağlıklı bir şekilde gerçekleşen doğumun kalıcı hasara yol açması beklenmez. Geçici değişiklikler olabilir; ancak doğru bakım ve egzersizlerle beden kısa sürede toparlanır.
Sezaryenin zorunlu olduğu durumlar nelerdir?
Bazı beklenmedik olumsuz durumlarda ise sezaryen hayat kurtarıcı olabilir. Dr. Soysal sezaryenin gerektiği durumları şöyle sıralıyor:
-Bebeğin oksijen eksikliği yaşaması (fetal distres)
-Uygun olmayan doğum pozisyonlar
-Plasenta sorunları
-Doğumun ilerlememesi
-İleri yaş gebelik, çoğul gebelik
-Anne sağlığını tehdit eden kronik hastalıklar
Bu gibi durumlarda sezaryen kararı, hekimle anne adayının birlikte alacağı, tıbbi gerekliliğe dayalı bir karardır. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Sema Soysal, anne adaylarının doğuma yönelik korkularını aşmaları ve bilinçli tercihler yapmaları için profesyonel destek almalarını öneriyor. Vajinal doğumun hem fiziksel hem de psikolojik faydaları göz önüne alındığında, doğru bilgi ve hazırlıkla güvenle gerçekleştirilebileceğini vurguluyor.

Alzheimer’ın son perdesi: Hastalık evre evre nasıl ilerler?
Byadmin
Alzheimer’ın başlangıcı unutkanlık olabilir ama sonu çoğu zaman kendi adını, yüzünü, hayatını hatırlamamaktır. Bu bir bireysel çöküş değil, tüm ailenin sınavıdır. Erken evrede telefon kaybolur. Orta evrede evin yolu, geç evrede kaşık ne işe yarar o bile unutulur. Alzheimer, yalnızca bir hastalık değil, bakımda bir maratondur.

Dört kadından 3’ü genital enfeksiyon geçiriyor! ‘Pedler 4-6 saatte bir değiştirilmeli’
Byadmin
Regl döneminde hijyen neden bu kadar önemli?
Dr. Öğr. Üyesi Arzu Akdemir, dünyada kadınların en az yüzde 75’inde genital bir enfeksiyon hikayesi bulunduğunu belirterek, “Kadınlarda genital enfeksiyona neden olan faktörler çevresel ve kişisel risk faktörleri olarak gruplandırılabilir. Kişisel riskler ise başta hijyen eksikliği olmak üzere tuvalet sonrası genital bölge temizliğinin uygun bir şekilde yapılmaması, el yıkama alışkanlığının olmaması, genital bölgenin ıslak kalması, uygun iç çamaşırı kullanılmaması, regl hijyenine yeterince dikkat edilmemesi şeklindedir. Regl dönemi özel bakım ve hijyen gerektiren bir dönemdir. Bu dönemde genital bölgede bakterilerin çoğalması için uygun bir ortam oluşur. Hijyen kurallarına dikkat edilmediğinde vajinal mantar, idrar yolu enfeksiyonu gibi çeşitli sağlık sorunlarına neden olabilir. Uzun süre değiştirilmeden kullanılan ped veya tampon kötü koku oluşumuna, ciltte tahrişe neden olabilir” dedi.
Regl ürünleri arasında fark var mı?
Regl döneminde kullanılan hijyen ürünlerinin genel olarak vajina içine yerleştirilen iç hijyen ürünleri (tampon, menstrüel kap, menstrüel sünger) ve dış hijyen koruması sağlayan ürünler (hijyenik pedler, günlük pedler, menstrüel külotlar) olarak ikiye ayrıldığını kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Arzu Akdemir, şöyle devam etti: “Hijyenik ürün tercihleri, bireysel regl özelliklerine (akış yoğunluğu, süresi vb.), kişisel rahatlığa, kültürel ve sosyoekonomik etkenlere, yaşanılan bölgeye ve sağlık bilgilerine bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir. Sağlık açısından bakıldığında, bazı tek kullanımlık pedlerin içeriğinde yer alan endokrin bozucu kimyasalların uzun vadede sağlık riskleri oluşturabileceği belirtilmektedir. Buna karşın, tekrar kullanılabilir ürünlerin doğru temizlik ve kullanım koşulları sağlandığında, hem çevresel açıdan sürdürülebilir bir alternatif sunduğu hem de ekonomik açıdan uzun vadede avantaj sağladığı ifade edilmektedir. Hijyen ürünlerinin seçiminde sağlık açısından dikkat edilmesi gereken temel nokta, ürünün kullanım talimatlarına uygun şekilde kullanılması, düzenli aralıklarla değiştirilmesi ve gerekli hijyenin sağlanmasıdır.”
Tampon ve menstrüel kap kullanımında dikkat edilmesi gerekenler neler?
Vajina içine yerleştirilen ürünlerde hijyenin çok daha büyük önem taşıdığını vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Arzu Akdemir, “Kullanımdan önce ve sonra mutlaka eller yıkanmalı, ürünün temiz olduğundan emin olunmalıdır. Tampon, 4-6 saatten fazla kullanılmamalıdır. Aksi takdirde, çok nadir de olsa toksik şok sendromu gibi ciddi enfeksiyonlara neden olabilir. Menstrüel kap ise kullanmadan önce ve regl bitince sonra kap, 5-10 dakika kaynatılmalıdır. Her kullanımda da sabun içermeyen suyla yıkanıp tekrar yerleştirilmelidir. Uygun şekilde kullanıldığında menstrüel kap, vajinal floranın dengesini bozmaz. Hatta sentetik ped ve tamponlara göre daha doğaldır. Ancak hijyenine dikkat edilmezse flora bozulabilir. Temiz suya erişimin olmadığı bölgelerde bu ürün kullanılmamalıdır. Bu ürünün uygun şekilde yıkanmadan kullanılması üreme yollarında ciddi enfeksiyonlara neden olabilir. Bu ürünler genellikle çevre bilinci olan, tekrar tekrar ürün almak istemeyen, hareketli yaşamı olan ve ürünü temizleyebileceği koşullara sahip kişiler için uygundur.” diye konuştu.
Regl döneminde genital bölge temizliği her zamankinden daha hassas olmalı
Regl döneminde genital bölge temizliğinin her zamankinden biraz daha hassas olması gerektiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Arzu Akdemir, “Günde birkaç kez dış genital bölge ılık suyla yıkanmalı. Kokulu sabunlar, duş jelleri veya vajinal temizlik ürünleri, o bölgenin doğal dengesini bozabilir. Bu da mantar ya da bakteriyel enfeksiyonlara yol açabilir. Pamuklu iç çamaşırı kullanmak ve sık değiştirmek de önemlidir. Ayrıca temizlik yapılırken önden arkaya doğru silmek gerekir” ifadesinde bulundu.
Pedler genelde 4-6 saatte bir değiştirilmeli
Kokulu ped veya sabunların içerdikleri parfüm ve kimyasal maddeler nedeniyle genital bölgede alerji, tahriş ya da enfeksiyona yol açabileceğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Arzu Akdemir, “Pedler genelde 4-6 saatte bir değiştirilmelidir. Kanama yoğunluğu fazlaysa daha da sık değiştirilmeli. Gece kullanımı için özel olarak üretilmiş uzun pedler kullanılsa bile, sabah kalkar kalkmaz değiştirmek gerekir. Uzun süre aynı pedle kalmak, bakterilerin çoğalmasına ve kötü kokulara neden olur. Ayrıca pişik, tahriş ve enfeksiyon riski artar” şeklinde konuştu.
Enfeksiyon riskini artıran yaygın yanlışlar
Okulda, iş yerinde ya da toplu alanlarda kullanılan tuvaletlerin yeterince temiz olmaması, ped değiştirmek için uygun bir yerin bulunmaması ya da hijyen ürünlerine ulaşılamamasının kadınların sağlığını olumsuz etkileyebileceğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Arzu Akdemir, “Bu durum sadece sağlıklarını değil, aynı zamanda eğitim hayatlarını, işlerini ve genel yaşam kalitelerini de zorlaştırabilir. Regl döneminde kullanılan ped gibi ürünlerin düzenli değiştirilememesi, ellerin yıkanmadan regl ürünlerinin yerleştirilmesi, uygun olmayan ürünlerin kullanılması, sıkı ve sentetik kıyafetlerin giyilmesi enfeksiyon riskini arttırmaktadır” dedi.
Ne zaman doktora başvurmak gerekir?
Dr. Öğr. Üyesi Arzu Akdemir, kötü kokulu, renkli ya da yoğun akıntı, kaşıntı, yanma veya ağrı, regl döneminde yüksek ateş ve halsizlik (özellikle tampon kullandıktan sonra) gibi durumlarda mutlaka doktora başvurulması gerektiğini belirtti.
Alternatif çözümler neler?
Regl ürünlerinin pahalı olabildiğini ve her kadının düzenli erişimi olmayabildiğini dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Arzu Akdemir, “Bu durumda yeniden kullanılabilir ürünler düşünülebilir. Menstrüel kaplar, uzun vadede çok tasarruf sağlar ama temizliği ihmal edilmemeli. Bez pedler, elde yıkanıp güneşte kurutularak defalarca kullanılabilir. Temiz, pamuklu ve emici kumaştan yapılmalı. Ayrıca bazı belediyeler, kadın dayanışma ağları ya da dernekler, ücretsiz ya da indirimli regl ürünleri dağıtıyor. Bu kaynaklara ulaşmak için sosyal medya ve yerel duyurular takip edilebilir” şeklinde sözlerine son verdi.

Mangal keyfi sağlıktan etmesin! Et yanarsa tüketmeyin, resmen kansere davetiye
Byadmin
Ülkemizde bayram denilince akla ilk gelenin mangal olduğunu söyleyen Diyetisyen Banu Özbingül Arslansoyu, yanlış pişirilen etlerin kansere davetiye çıkarabileceğine dikkat çekti.

Dondurma tüketirken sakın bu hayatı yapmayın!
Byadmin
Yaz aylarının vazgeçilmezi dondurmanın yanlış tüketimi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Diyetisyen Edanur Usta, glikoz şurubu ve doymuş yağ içeren dondurmaların insülin direnci ve obezite riskini artırabileceğini belirterek, dondurmanın çözüldükten sonra tekrar dondurulmaması gerektiğini vurguladı.

Bu hastalık kadınlarda daha sık görülüyor ve 20-40 yaş arasın teşhis ediliyor!
Byadmin
Multipl Skleroz (MS) hastalığı kadınlarda daha sık görülüyor ve genellikle 20-40 yaş arasında teşhis ediliyor. Nöroloji Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Meltem Can İke, MS hastalarının fizyoterapi, egzersiz, sağlıklı beslenme ve sıcak ortamdan kaçınma gibi tedbirlerle yaşam kalitelerini artırabileceğini vurguladı.