Bayram mı, tatil mi? Mezarları neden ziyaret etmeliyiz?
|

Bayram mı, tatil mi? Mezarları neden ziyaret etmeliyiz?

Bayram mı, tatil mi? Mezarları neden ziyaret etmeliyiz?

Bayramlar; eskiden akrabaların ziyaret edildiği, insanların bir araya gelerek birlikte zaman geçirip büyük sofraları paylaştığı özel ve anlamlı günler olarak yaşanırken, artık günümüzde giderek çoğu kişi için sıradan bir tatil, işlere ara verme veya kaçış fırsatı olarak görülmeye başlandı. Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Hakan Türkçapar yazdı.

Peki, tarih boyunca bütün toplumlarda görülen bayram olgusu neden var oldu? İLİŞKİLERİN PSİKOLOJİK AÇIDAN ÖZGÜN ÖNEMİİlişkiler özellikle de akraba ilişkileri biyolojik ve evrimsel olarak, psikolojik sağlık ve gelişim açısından özgün bir önem taşır. Bu ilişkiler; bireyin duygusal, sosyal ve bilişsel gelişimini desteklerken, evrimsel kökenlerden gelen mekanizmalarla psikolojik iyi oluşu güçlendirir. Akraba seçilimi ve grup dayanışması, bireylerin özellikle genetik ortaklığın yüksek olduğu akrabalarına güven duymasını sağlamıştır. Bu psikolojik olarak güvenlik hissi yaratır ve zorlanmalarla başa çıkmayı kolaylaştırır.
Toplumsal ilişkilerin önemli bir boyutu olan akrabalık ilişkileri, sunduğu hazır ve yakın destekle yalnızlık hissini azaltır. Akrabalar, evrimsel olarak genellikle (her zaman değil!) güvenilir bir destek kaynağı olarak algılanır, bu da kaygı ve depresyon riskini azaltır. Akraba ilişkileri, genetik bağlar nedeniyle diğer sosyal ilişkilerden daha derin bir güven ve bağlılık hissi sunar. Bu da özellikle kriz anlarında (örneğin, kayıp veya ekonomik zorluklar) psikolojik dayanıklılığı artırır.ÖZEL GÜNLERİN ÖZGÜN YANIÖzel günler, aile ve akraba ilişkileri aracılığıyla kültürel değerlerin, geleneklerin ve hikayelerin aktarılmasını sağlar. Bu, özellikle genç nesillerin kimlik gelişimi ve özsaygı için önemlidir. Akrabalarla düzenli etkileşim; çocukların sosyal becerilerini, empati yeteneğini ve duygusal zekasını geliştirir. Büyükanneler, dedeler veya kuzenlerle geçirilen zaman, çocukların güvenli bir ortamda farklı sosyal rolleri öğrenmesine olanak tanır.
Özel günler ve ritüeller, ilkel avcı-toplayıcı insan topluluklarda grup birliğini güçlendirmek için kullanılırdı. Bayramlar, düğünler gibi özel günlerde akrabalarla bir araya gelmek, duygusal bağları güçlendirir ve zorlanmayla başa çıkmayı kolaylaştırır. Aile ritüelleri ile ilgili bilimsel çalışmalar, bu ilişkilerin ve ritüellerin bireylerde güvenlik ve istikrar hissi yarattığını göstermiştir. Çocuk ve ergenler için akrabalarla düzenli etkileşim, sosyal becerileri, empati yeteneğini ve duygusal zekayı geliştirir. Yaşlı bireyler için akraba ilişkileri, yalnızlık ve yalıtım riskini azaltır. Akrabalarla görüşmek, yaşlılarda yaşam doyumunu artırır ve bilişsel gerilemeyi yavaşlatabilir. Akraba ilişkileri, bu ritüellerde genetik ve duygusal bağların birleşmesiyle diğer sosyal etkinliklerden daha derin bir anlam taşır. MEZARLARI NEDEN ZİYARET ETMELİYİZ?Ölmüş akrabalarla ilgili ritüeller, insan topluluklarında grup kimliğini ve topluluk belleğini yaşatmak için evrimsel olarak gelişmiştir. Bu ritüeller, akraba gruplarının süreklilik hissini güçlendirir. Ayrıca, mezar ziyaretleri bireyin aile geçmişiyle bağlantı kurmasını sağlar, bu da aidiyet ve anlam arayışını destekler, psikolojik sağlık ve duygusal işleme açısından da önemli bir ritüeldir. Ölümle ilgili adı en çok bilinen kuramcılardan Elizabeth Kübler-Ross’un yas modeli, ritüellerin kaybı kabullenmeyi kolaylaştırdığını gösterir. Mezar ziyaretleri, yas sürecini destekler ve duygusal kapanış sağlar.
Her şey gibi yakın sosyal ilişkiler ve akrabalık ilişkilerinin de zaman zaman zaman olumsuz yanları olabilir, bireyselleşmeyi engelleme, grup onayını kazanma adına yaşanan zorlanmalar ve verilen aşırı yükler gibi. Yani toplumsal ilişkiler destekleyici olabilirken zaman zaman da bireye yük olabilirler.
Akraba ilişkilerinin biyolojik ve evrimsel önemi; akraba seçilimi, grup dayanışması ve ebeveyn yatırımı gibi mekanizmalarla açıklanır. Bu temeller, akraba ilişkilerinin psikolojik açıdan özgün önemini şekillendirir: sosyal destek, kimlik ve aidiyet, duygusal ifade ve zorlanmayla başa çıkma. Özellikle kolektivist toplumlarda, bu ilişkiler ve ritüeller (örneğin, özel günlerde bir araya gelme ve mezar ziyaretleri), genetik ve kültürel bağların birleşimiyle bireyin psikolojik sağlığını güçlendirir. Yalnız unutmayalım aşırı talepkâr, kısıtlayıcı katı ve baskıcı çevre, çatışmalı ilişkiler zorlanma kaynağı olsa da sağlıklı ve destekleyici akraba bağları, evrimsel kökenlerden gelen güven ve dayanışma ile psikolojik iyi oluşu desteklemek açısından eşsiz bir potansiyele sahip. O halde geliştiren büyüten ve besleyen ilişkilere sahip olup, baskı kuran, engel olan ve zorlayan ilişkilerden uzak olmamızı dileyelim.

Benzer Yazılar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir