
Tamamen kesmek değil, doğru tüketmek önemli
Tatlı tüketimini tamamen yasaklamanın mümkün olmadığını belirten Uzman Diyetisyen Ceren Turan, “Sağlıklı bireylerde günlük kalorinin yüzde 10’undan azı ilave şekerden gelmeli. Bu da bayramda günde 1 küçük kase sütlü tatlı veya 1 dilim şerbetli tatlı ile sınırlandırılmalı” diyor. Özellikle “4 dilim baklava ile 1 dilim aynı şey değil, porsiyon kontrolü her şeydir” diyerek ölçülü tüketimin altını çiziyor. Diyetisyen Turan, şerbetli ve ağır tatlılar yerine daha hafif seçeneklerin tercih edilmesini öneriyor. “İlave şekersiz sorbe, 1 top sade dondurma, 2 kare bitter çikolata, hurma özüyle tatlandırılmış sütlü tatlılar, yoğurt ve meyve bazlı karışımlar gibi seçenekler hem lezzetli hem de daha masum” ifadelerini kullanıyor.

Tatlıyı günün erken saatlerinde tüketin
Araştırmalar, tatlının öğle yemeğinden sonra tüketildiğinde vücudun şekeri daha iyi tolere ettiğini gösteriyor. Uzman Diyetisyen Ceren Turan, “Gece saatlerinde metabolizma yavaşlar, tatlı yemek bu saatlerde yağ depolanmasını artırabilir. Tatlıyı gün içinde, özellikle öğle sonrası küçük bir atıştırmalık şeklinde tüketmek en sağlıklısıdır” diyor. Tatlı sonrası mide yanması, gaz ve şişkinlik gibi rahatsızlıklar sıkça görülüyor. Diyetisyen Turan, “Şekerli ve yağlı tatlılar midenin boşalmasını geciktirir. Tatlıdan sonra 10 dakikalık yürüyüş, şişkinlik ve kan şekeri dalgalanmalarını azaltır. Ayrıca nane, rezene çayı gibi bitkisel içecekler de sindirime yardımcı olur” şeklinde önerilerde bulunuyor.

Tatlıyla birlikte çay-kahve tüketiminde dikkatli olunmalı
Bayramda tatlı ikramlarının ardından geleneksel olarak tüketilen çay ve kahve, kimi zaman sindirim sistemi üzerinde olumsuz etkilere yol açabiliyor. Özellikle mide hassasiyeti ve demir emilimi açısından bu alışkanlıkların zamanlaması oldukça önemli. Diyetisyen Turan, “Tatlı ile birlikte şekersiz çay veya kahve tüketilebilir; ancak kafein reflüyü tetikleyebilir. Ayrıca demir emilimini engellediği için özellikle etli bir yemeğin ardından hemen çay-kahve içilmemeli, en az 1 saat beklenmeli” uyarısında bulunuyor. Diyabet hastalarının özellikle dikkatli olması gerektiğini belirten Diyetisyen Turan, “Tatlı tüketmek isteyen diyabet hastaları, aynı öğündeki ekmek ya da pilav gibi karbonhidratları azaltarak denge sağlayabilir. Bitter çikolata, meyveli hafif tatlılar veya küçük porsiyon kuru meyve tercih edilebilir. İnsülin kullanan hastalar ilaç dozlarını aksatmamalı ve kan şekerini düzenli takip etmeli” diyor.

Et ve tatlı aynı öğünde tüketilmemeli
Protein ve şekerin birlikte sindiriminin zor olduğunu vurgulayan Turan, “Etli yemeklerin ardından hemen şerbetli tatlı yemek mideyi zorlar. Tatlıyı ana yemekten sonra ara öğün olarak tüketmek ya da ayrı bir zaman diliminde yemek daha doğrudur” şeklinde açıklıyor.

Tatlıyı nasıl dengeleyebiliriz?
Tatlı tüketildiyse mutlaka yanında yoğurt, süt gibi protein veya sebze gibi lifli besinler alınması gerektiğini söyleyen Uzman Diyetisyen Ceren Turan, “Bu denge, kan şekerinin ani yükselmesini önler. Ayrıca tatlıyı planlayarak yemek, öğünlerdeki diğer karbonhidratları azaltmak gibi stratejiler çok işe yarar” diyor. Uzman Diyetisyen Ceren Turan, bayramın ardından mideyi rahatlatmak ve sindirim sistemini dengelemek için şu önerileri sıralıyor:
-Bol su tüketimi
-Taze sebze ve meyve ağırlıklı öğünler
-Yoğurt, kefir gibi probiyotik gıdalar
-İşlenmiş gıdalardan uzak durmak
-Günlük hareketi artırmak
-Lifli ve doğal besinleri ön plana almak

Tatlıdan sonra kısa bir yürüyüş büyük fark yaratır
Tatlıyı yedikten hemen sonra yapılacak 10 dakikalık hafif bir yürüyüşün bile şekerin emilimini yavaşlattığını belirten Diyetisyen Turan, “Tatlı sonrası hareketsizlik, şekerin yağa dönüşmesini hızlandırır. Oysa küçük bir yürüyüş insülin yanıtını düzenler ve tatlı krizlerinin zararını azaltır” diyerek sözlerini noktalıyor. Tatlıdan tamamen vazgeçmek zorunda değilsiniz. Ancak ne zaman, ne kadar ve nasıl tüketeceğinizi bilirseniz hem lezzetten hem sağlıktan ödün vermezsiniz. Bu bayramda tatlı keyfiniz sağlığınızı gölgelemesin!