
Benzer Yazılar

Cildiniz ve saçlarınız kuru ve cansız mı? Nedeni bu hastalık olabilir!
Byadmin
“Sürekli yorgun ve bitkin hissediyorum”, “Sabahları yataktan kalkmakta zorlanıyorum”, “Kendimi bir türlü ısıtamıyorum, sürekli üşüyorum”, “Su içsem kilo alıyorum”… Bu ve benzeri şikayetler Hashimoto (Haşimato) hastalığının belirtileri olabilir. İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Zeynep Ece Demirbaş, Hashimoto’nun öne çıkan 10 belirtisini sıraladı.

Duşta yapılan idrar büyük hata! Uzmanı uyardı: ‘Yıllar içinde böbrekleri bitiriyor’
Byadmin
Duşta idrar yapma, birçok kişinin farkında olmadan benimsediği bir alışkanlık olabilir. Ancak sağlık uzmanları bu davranışın ciddi sağlık problemlerine yol açabileceğini belirtiyor. Amerikalı ürojinekolog Dr. Teresa Irwin de duşta idrar yapma alışkanlığı hakkında takipçilerine uyarılarda bulundu.

Elektriği taşıyabilen bakteri keşfedildi
Byadmin
Bu bakteri, vücudundaki nikel liflerle elektron taşıyarak enerji devrimini başlatabilir. Bilim, bakır tellerden çok daha ilginç bir alternatife işaret ediyor.

Her 3 yetişkinden 1’i bu sorunu yaşıyor! Çağın sessiz çığlığı: Uykusuzluk
Byadmin
Uyku sağlığı ve bozuklukları hakkında bilgi veren Uzm. Dr. Meliha Aydın, “Uyku hem bağışıklık sisteminin düzgün çalışabilmesi hem de başta beyin ve sinir dokuları olmak üzere, vücudun geri kalanında uyumlu ve düzenli bir fizyolojik ortam sağlanabilmesi için hayati bir ihtiyaçtır. Amerikan Psikiyatri Birliği (APA) verilerine göre insomnia yani uykusuzluk, toplumda en sık görülen uyku bozukluğudur. Buna göre tüm yetişkinlerin üçte birinde uykusuzluk belirtilerinin izlendiği yapılan bilimsel çalışmalarla gösterilmiştir. Bu, yetişkinlerin yüzde 6 ila 10’unda ise ‘uykusuzluk’ tanısı alacak derecede şiddetli belirtiler izlenir” diyor.
Tedavi edilmeyen uykusuzluk ciddi hastalıklara yol açıyor
Tedavi edilmeyen uyku bozukluklarının günlük hayatı giderek zorlaştırdığına değinen Nöroloji Uzmanı Dr. Meliha Aydın; “Uyku problemleri, sosyal hayatın etkilenmesi, sabah yorgunluğu, sabah baş ağrısı, dikkati toplamada bozukluk, unutkanlık, işte başarısızlık, trafik kazalarında artış, kalp sorunları, hipertansiyon, sinirlilik, mide yanması, bazı reflü çeşitleri de dahil olmak üzere mide ve bağırsak hastalıkları, obezite, depresyon, cinsel isteksizlik, kan hastalıkları ve geceleri idrar sorunları gibi yaşam kalitesini olumsuz etkileyen pek çok rahatsızlığa yol açabilir. Günlük yeterli ve kaliteli uyku uyuyamayan kişilerde hayatı tehdit edebilecek düzeyde sağlık problemleri ortaya çıkabilir. Bu açıdan uykusuzluğun tedavi edilmemesi, yetersiz ve kalitesiz uykuya yol açarak birçok komplikasyonun gelişmesine olanak verir:
– Obezite ile birlikte kalp-damar sağlığının bozulması
– Diyabet, yüksek tansiyon gibi kronik rahatsızlıklar
– Bağışıklık sisteminin zayıflaması ve buna bağlı sık enfeksiyon hastalığı gelişmesi
– İnme gibi beyin-damar hastalıkları ile buna bağlı epilepsi gelişmesi
– Astım gibi bağışıklık sistemi ile alakalı akciğer problemleri
– Anksiyete, depresyon gibi psikolojik rahatsızlıklar
– Konsantrasyon düşüklüğüne bağlı trafik kazası gibi günlük yaşamda hayatı tehdit edebilecek durumların gelişmesi
– Okul veya iş performansında ciddi düşüş ve buna bağlı sosyal sorunlar
– Hafızanın zayıflaması
– Cinsel fonksiyon bozuklukları
Teşhis için ilk adım: Uyku testi
Nöroloji Uzmanı Dr. Meliha Aydın, “Polisomnografi (PSG) yani uyku testi, uyku ile ilgili hastalıkların tanısında sıklıkla başvurulan bir yöntem. Bu içerikte hastanın gece uykusu sırasında beyin dalgaları, solunum düzeni, kas aktiviteleri, kanındaki oksijen düzeyi, göz hareketleri gibi yaşamsal faaliyetleri kayıt altına alınır. Ayrıca hastanın uyku esnasındaki görüntüsü de kaydedilerek ileriki değerlendirmeler için saklanır. Polisomnografi ile elde edilen tüm bu bilgiler ışığında hastada uyku apnesi tanısı olup olmadığına karar verilir. Uyku apnesi durumunda multidisipliner bir yaklaşım ile onun üzerine eğilmek faydalı olacaktır. Bu süreçte hastaya yaklaşım, sadece tedavi değil aynı zamanda önemli “yaşam tavsiyeleri” vermektir. İnsomnia rahatsızlığında kişiler yakınları tarafından desteklenmesi de son derece önemlidir. Hasta yakınlarının doğru ve yeterli düzeyde bilgilendirilmesi, hastaların günlük yaşam pratiğinde yaşadıkları sorunlar hakkında farkındalıklarının arttırılması da tedavi sürecinde önemli bir destek olacaktır. Hastaların uyku kalitesinin arttırılmasına yönelik tedbirlerde aile bireyleri aktif rol üstlenmeli, hastaların yeterli ve kaliteli uyku alabilmeleri için gerekli hassasiyeti göstermelidirler” diyor.
Psikiyatrik hastalıkların sessiz ortağı: Uyku bozuklukları
Uyku bozuklukları ve psikiyatrik hastalıklar hakkında konuşan Uzm. Dr. Pelin Taş ise iyi bir ruh haline sahip olabilmek için sağlıklı bir uyku rutinin önemine dikkat çekiyor. Psikiyatrist Uzm. Dr. Pelin Taş, “Uyku bozuklukları psikiyatrik hastalıkların hem sonucu hem de sebebi olarak karşımıza çıkabiliyor. Ruhsal hastalığı olan bireylerin yaklaşık %50-80’inde uyku sorunu bulunmakla birlikte, uyku sorunu olan hastaların da yaklaşık %50’si psikiyatrik tanı almaktadır. Uyku sorunları birçok psikiyatrik hastalık için tanı ölçütlerinin bir parçasıdır. Depresyonda, anksiyete bozukluklarında, duygudurum bozukluklarında, bağımlılıklarda ve bilişsel bozukluklarda sıklıkla uyku bozuklukları görülebiliyor” diyor.
Psikiyatrist Uzm. Dr. Pelin Taş, psikiyatrik hastalıkların tedavisinde yalnızca ilaç ve terapi değil, uyku hijyeninin de düzeltilmesi öneriyor. Bu anlamda yapılması gerekenler ise şunlar:
– Her gün aynı saatte yatılmalı ve sabahları aynı saatte kalkılmalıdır. Eğer aynı saatte yatıp uykuya dalamıyorsanız bile sabah kalkış saatiniz mutlaka aynı olmalıdır.
– Uykunuz gelmeden yatağa girmemeli, yattıktan sonra yarım saatten daha fazla süre uyuyamaması halinden yataktan kalkıp loş ışıkta kitap okuma, sakin bir belgesel izleme veya dinlendirici bir enstrümantal müzik dinleme gibi rahatlatan etkinliklerde bulunulmalı. Uyku geldiğinde ise yeniden yatağa dönülmeli.
– Gündüz uyuklamalarından kaçınılmalı.
– Yatak odasının karanlık ve sessiz olması sağlanmalı.
-Yatak odası sadece uyumak ve cinsel yaşam için kullanılmalı.
– Haftada en az üç gün ortalama 30-40 dk düzenli egzersiz yapılmalı. Ancak yatma saatine yakın ağır egzersizler yapılmamalı.
– Yatağa girmeden bir saat önce elektronik cihazlardan uzaklaşılmalı.
– Yatma saatine 2 saat kala yemek yeme eylemi sonlandırılmalı.
– Akşam saatlerinde kafeinli gıdalardan (çay, kahve, çikolata, kola gibi), alkollü içeceklerden ve tütün kullanımından kaçınılmalı.

Mounjaro: Etkisi de büyük bedeli de! Süper iğne mi, pahalı rüya mı?
Byadmin
2022’de Amerian İlaç ve Gıda Dairesi onayı alan (FDA) tirzepatid, tıp literatüründe “ikili hormon mimeti” olarak anılıyor. Ama kullanıcılar ona tek bir ad veriyor: süper iğne. Haftada bir kez karnına yapılan bu enjeksiyon, sadece mideyi değil, zihni de susturuyor. Yemek düşüncesi buharlaşıyor. Açlık değil, arzu bastırılıyor.

Dört kadından 3’ü genital enfeksiyon geçiriyor! ‘Pedler 4-6 saatte bir değiştirilmeli’
Byadmin
Regl döneminde hijyen neden bu kadar önemli?
Dr. Öğr. Üyesi Arzu Akdemir, dünyada kadınların en az yüzde 75’inde genital bir enfeksiyon hikayesi bulunduğunu belirterek, “Kadınlarda genital enfeksiyona neden olan faktörler çevresel ve kişisel risk faktörleri olarak gruplandırılabilir. Kişisel riskler ise başta hijyen eksikliği olmak üzere tuvalet sonrası genital bölge temizliğinin uygun bir şekilde yapılmaması, el yıkama alışkanlığının olmaması, genital bölgenin ıslak kalması, uygun iç çamaşırı kullanılmaması, regl hijyenine yeterince dikkat edilmemesi şeklindedir. Regl dönemi özel bakım ve hijyen gerektiren bir dönemdir. Bu dönemde genital bölgede bakterilerin çoğalması için uygun bir ortam oluşur. Hijyen kurallarına dikkat edilmediğinde vajinal mantar, idrar yolu enfeksiyonu gibi çeşitli sağlık sorunlarına neden olabilir. Uzun süre değiştirilmeden kullanılan ped veya tampon kötü koku oluşumuna, ciltte tahrişe neden olabilir” dedi.
Regl ürünleri arasında fark var mı?
Regl döneminde kullanılan hijyen ürünlerinin genel olarak vajina içine yerleştirilen iç hijyen ürünleri (tampon, menstrüel kap, menstrüel sünger) ve dış hijyen koruması sağlayan ürünler (hijyenik pedler, günlük pedler, menstrüel külotlar) olarak ikiye ayrıldığını kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Arzu Akdemir, şöyle devam etti: “Hijyenik ürün tercihleri, bireysel regl özelliklerine (akış yoğunluğu, süresi vb.), kişisel rahatlığa, kültürel ve sosyoekonomik etkenlere, yaşanılan bölgeye ve sağlık bilgilerine bağlı olarak değişiklik gösterebilmektedir. Sağlık açısından bakıldığında, bazı tek kullanımlık pedlerin içeriğinde yer alan endokrin bozucu kimyasalların uzun vadede sağlık riskleri oluşturabileceği belirtilmektedir. Buna karşın, tekrar kullanılabilir ürünlerin doğru temizlik ve kullanım koşulları sağlandığında, hem çevresel açıdan sürdürülebilir bir alternatif sunduğu hem de ekonomik açıdan uzun vadede avantaj sağladığı ifade edilmektedir. Hijyen ürünlerinin seçiminde sağlık açısından dikkat edilmesi gereken temel nokta, ürünün kullanım talimatlarına uygun şekilde kullanılması, düzenli aralıklarla değiştirilmesi ve gerekli hijyenin sağlanmasıdır.”
Tampon ve menstrüel kap kullanımında dikkat edilmesi gerekenler neler?
Vajina içine yerleştirilen ürünlerde hijyenin çok daha büyük önem taşıdığını vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Arzu Akdemir, “Kullanımdan önce ve sonra mutlaka eller yıkanmalı, ürünün temiz olduğundan emin olunmalıdır. Tampon, 4-6 saatten fazla kullanılmamalıdır. Aksi takdirde, çok nadir de olsa toksik şok sendromu gibi ciddi enfeksiyonlara neden olabilir. Menstrüel kap ise kullanmadan önce ve regl bitince sonra kap, 5-10 dakika kaynatılmalıdır. Her kullanımda da sabun içermeyen suyla yıkanıp tekrar yerleştirilmelidir. Uygun şekilde kullanıldığında menstrüel kap, vajinal floranın dengesini bozmaz. Hatta sentetik ped ve tamponlara göre daha doğaldır. Ancak hijyenine dikkat edilmezse flora bozulabilir. Temiz suya erişimin olmadığı bölgelerde bu ürün kullanılmamalıdır. Bu ürünün uygun şekilde yıkanmadan kullanılması üreme yollarında ciddi enfeksiyonlara neden olabilir. Bu ürünler genellikle çevre bilinci olan, tekrar tekrar ürün almak istemeyen, hareketli yaşamı olan ve ürünü temizleyebileceği koşullara sahip kişiler için uygundur.” diye konuştu.
Regl döneminde genital bölge temizliği her zamankinden daha hassas olmalı
Regl döneminde genital bölge temizliğinin her zamankinden biraz daha hassas olması gerektiğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Arzu Akdemir, “Günde birkaç kez dış genital bölge ılık suyla yıkanmalı. Kokulu sabunlar, duş jelleri veya vajinal temizlik ürünleri, o bölgenin doğal dengesini bozabilir. Bu da mantar ya da bakteriyel enfeksiyonlara yol açabilir. Pamuklu iç çamaşırı kullanmak ve sık değiştirmek de önemlidir. Ayrıca temizlik yapılırken önden arkaya doğru silmek gerekir” ifadesinde bulundu.
Pedler genelde 4-6 saatte bir değiştirilmeli
Kokulu ped veya sabunların içerdikleri parfüm ve kimyasal maddeler nedeniyle genital bölgede alerji, tahriş ya da enfeksiyona yol açabileceğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Arzu Akdemir, “Pedler genelde 4-6 saatte bir değiştirilmelidir. Kanama yoğunluğu fazlaysa daha da sık değiştirilmeli. Gece kullanımı için özel olarak üretilmiş uzun pedler kullanılsa bile, sabah kalkar kalkmaz değiştirmek gerekir. Uzun süre aynı pedle kalmak, bakterilerin çoğalmasına ve kötü kokulara neden olur. Ayrıca pişik, tahriş ve enfeksiyon riski artar” şeklinde konuştu.
Enfeksiyon riskini artıran yaygın yanlışlar
Okulda, iş yerinde ya da toplu alanlarda kullanılan tuvaletlerin yeterince temiz olmaması, ped değiştirmek için uygun bir yerin bulunmaması ya da hijyen ürünlerine ulaşılamamasının kadınların sağlığını olumsuz etkileyebileceğini ifade eden Dr. Öğr. Üyesi Arzu Akdemir, “Bu durum sadece sağlıklarını değil, aynı zamanda eğitim hayatlarını, işlerini ve genel yaşam kalitelerini de zorlaştırabilir. Regl döneminde kullanılan ped gibi ürünlerin düzenli değiştirilememesi, ellerin yıkanmadan regl ürünlerinin yerleştirilmesi, uygun olmayan ürünlerin kullanılması, sıkı ve sentetik kıyafetlerin giyilmesi enfeksiyon riskini arttırmaktadır” dedi.
Ne zaman doktora başvurmak gerekir?
Dr. Öğr. Üyesi Arzu Akdemir, kötü kokulu, renkli ya da yoğun akıntı, kaşıntı, yanma veya ağrı, regl döneminde yüksek ateş ve halsizlik (özellikle tampon kullandıktan sonra) gibi durumlarda mutlaka doktora başvurulması gerektiğini belirtti.
Alternatif çözümler neler?
Regl ürünlerinin pahalı olabildiğini ve her kadının düzenli erişimi olmayabildiğini dile getiren Dr. Öğr. Üyesi Arzu Akdemir, “Bu durumda yeniden kullanılabilir ürünler düşünülebilir. Menstrüel kaplar, uzun vadede çok tasarruf sağlar ama temizliği ihmal edilmemeli. Bez pedler, elde yıkanıp güneşte kurutularak defalarca kullanılabilir. Temiz, pamuklu ve emici kumaştan yapılmalı. Ayrıca bazı belediyeler, kadın dayanışma ağları ya da dernekler, ücretsiz ya da indirimli regl ürünleri dağıtıyor. Bu kaynaklara ulaşmak için sosyal medya ve yerel duyurular takip edilebilir” şeklinde sözlerine son verdi.